GİRİŞ VE
TARİFELER
Ülkemizde 1980 sonrası
başlayan, ekonomide liberazisazyon ve dışa açılma döneminde, dış ticaretimizin
geliştirme araçlarından biri olarak “serbest bölgelerin” kurulması önem
kazanmış ve bu maksatla 1985 yılında 3218 sayılı serbest bölgeler kanunu
çıkarılmıştır.
Hukuki zeminin
sağlanmasından hemen sonra uygulamaya geçilmesi ile 1987 yılından itibaren
güney sahillerinden başlayarak çeşitli yerlerde serbest bölgeler kurulmuş olup
halen Mersin, Antalya, Ege, İstanbul da ise deri, Atatürk hava limanı, İMKB,
Trabzon, Doğu Anadolu adı altında Erzurum ve Mardin de olmak üzere 9 yerde
ticari faaliyete başlamıştır.
Buralarda
gerçekleştirilen ticaret hacmi geçen 10 yıl içinde beklenen düzeye ulaşmasa
bile 1997 yılı itibari ile 5.5 milyar doları aşmıştır.
·
TARİF VE AMAÇ
Serbest Bölgeler, Kanun ve bankalar kurulu kararları ile sınırları
tesbit edilmiş, milli hudutlar içinde olmakla beraber gümrük hudutları dışında
sayılan, giriş ve çıkış kapılarında gümrük ve gümrük muhafaza işlemleri
yapılan; kara, deniz ve hava ulaşımı kolaylıkları bulunan, altyapıları
hazırlanmış, kanun ve yönetmeliği ile işletme koşulları saptanmış özel endüstri
veya ticaret bölgeleridir.
Bilindiği gibi bir
ülkenin gümrük sınırlarından içeri ve dışarı doğru her türlü mal hareketi gümrük
ve dış ticaret formalitelerine tabidir. Serbest bölgelerin kurulmasına bu
formalite ve kısıtlamalardan kaçınılarak dış ticaretin gerektirdiği sürat ve
hareket kabiliyetine sağlamak ve maliyetleri düşürerek rekabet imkanı
kazandırmak için ihtiyaç duyulmuş ve bu sebeple bir çok ülkede yaygın bir
uygulama alanı bulunmuştur.
·
TÜRLERİ
Serbest bölgeler genel
çerçevede açık veya kapalı tabir edilen şekilde 2’ye ayrılabilir.
o
Açık serbest bölgeler :
Her türlü ticari ve
sınai faaliyetlerin yapılmasına müsaade edilen ve ülkeye ait mevzuatın
tamamının uygulanmadığı, oldukça liberal ilkelere göre kurulmuş olan serbest
bölgeler.
o
Kapalı serbest bölgeler
:
Sadece belirli bazı
iktisadi faaliyetlerinden yapılmasına izin verilen ve kanunların yalnız bir
kısmının uygulanmadığı bölgelerdir. Burada girişilebilecek faaliyetler açıkca
belirlenmiştir.
Ancak uygulamada böyle
kesin bir ayrım yapılamaz ve duruma göre karma kuruluşlar daha yaygındır.
·
TARİHÇE
Serbest bölgelerin ilk
kuruluşu bir hayli eski olup 16. yy. Avrupasına kadar geri gitmektedir ve ilk
zamanlarda korumaları güvenli bir depolama alanı olarak kurulmuştur. 19 yy.
Amerika da da uygulamasına başlanan serbest liman ve bölgelerin yaygınlık
kazanması 1930 dünya ekonomik krizinden sonraya rastlar. Halen dünyada sayıları
400 üzerinde olan serbest bölgeler 80 ülkeye dağılmış bulunmaktadır. Avustralya
kıtası dışındaki bütün kıtalarda örnekleri bulunan serbest bölgelerin 123
tanesi Amerika Birleşik Devlerindedir. Akdeniz de ise bizim bölgelerimize rakip
sayılabilecek 25 kadar serbest bölge mevcuttur.
Gelişmekte olan
ülkelerdeki serbest bölge uygulamaları son 20 yılda, ihracat artışına
hızlandırmak amacını taşımaktadır. Oysa bazı serbest limanların tarihi çok daha
gerilere gitmektedir. Örneğin; Hamburg serbest limanı 1884’ten itibaren başarı
ile faaliyet göstermektedir.
Ülkemizde serbest bölge
girişimleri bazı kayıtlara göre Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar geri
gider. Halen Romanya hudutları içinde bulunan bir limanda serbest bölge
kurulmasına teşebbüs edilmiştir.
Cumhuriyet döneminde ise
1927 yılında yarım kalan bir girişim vardır. Tophane de ford otomobilleri
imalatı için montaj yapılabilecek
“serbest mıntıka” adı altında bir alan tahsisi için 1132 sayılı kanun
çıkarılmış ancak başarılı sonuç alınamamıştır.
Bundan sonra, 1953
yılında 6209 sayılı serbest bölgeler kanunu çıkarılmış ve bu kanuna
dayanılarak, İskenderun da devlet demir yollarının öncülüğü ile bir serbest
bölge kurulması için girişimlerde bulunulmuştur. Ancak bu seferde, tıpkı
birinci deneme gibi istenilen amaca ulaşılamamıştır.
Nihayet 1985 yılında
kabul edilen 3218 sayılı kanunla yeni bir dönem başlamış takip eden yıllarda
peş peşe serbest bölgeler açılmıştır.
HUKUKİ VE İDARİ YAPI
·
MEVZUAT
6.6. 1985 tarihinde BMM
tarafından kabul edilen ve 15.6.1985 tarih ve 18785 sayılı resmi gazetede
yayınlanan 3218 nolu kanun bu konuda ana çerçeveyi teşkil eder. 15 madde ve
2geçici maddeden oluşan bu kanun 1953 tarihli 6209 sayılı serbest bölge
kanununu yürürlükten kaldırmıştır.
Kurulacak serbest
bölgelerin yer ve hudutları 3218 sayılı kanuna göre bakanlar kurulu tarafından
tesbit edilir ve resmi gazetede yayınlanır. Serbest bölgelerin faaliyet
konuları da başlangıçta Mersin ve
Antalya için Ekonomik İşler yüksek Koordinasyon Kurulu (EİYKK), daha sonrakiler
için ise Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararı olarak tespit edilmiş ve
yayınlanmıştır.
Aynı şekilde her bir
serbest bölgenin çalışma usullerine dair yönetmeliği ilgili devlet bakanlığı
tarafından hazırlanıp 1985 yılında Mersin ve Antalya dan başlayarak sırasıyla
yayınlana gelmiştir.
Antalya ve Mersin
serbest bölgelerinin sınırları bakanlar kurulunca 14.3.1985 de tespit edilmiş
12.10.1985 te de yönetmelikleri yayınlanmıştır. Yönetmelikler 3218 sayılı
kanunun 13. maddesine göre, düzenlenmesi yönetmeliğe bırakılan konularla,
serbest bölgelerde faaliyette bulunacak işleticilerin teşekkül tarzı, görev,
yetki ve sorumlulukları, Fona yapacakları ödemeler, serbest bölge ile ilgili
faaliyetlerin tabi olacağı esaslar, bölgelere giriş-çıkış izinleri ve benzeri
işlemleri kapsamaktadır. Bunlardan sonra Antalya serbest bölgesi işletici AŞ ve
Mersin serbest bölgesi işletici AŞ kurulmuş ve DPT ile işletme sözleşmelerini
imzalamışlardır.
Sözleşmenin DPT ile
yapılmasının sebebi o yıllardan serbest bölgeler genel müdürlüğünün devlet
planlama teşkilatına bağlı olmasıdır. Bu genel müdürlük sonradan 1992 yılında
hazine ve dış ticaret müsteşarlığına bağlanmıştır. Haziran 1994 tarihinde 535
sayılı KHK ile hazine ve dış ticaret 2 ayrı müsteşarlık şeklinde organize
edilirken serbest bölgeler genel müdürlüğü de dış ticaret müsteşarlığına (DTM)
verilmiştir.
28 Eylül 1989 da EGE
serbest bölgesi 5 Eylül 1990 da Adana-Yumurtalık serbest bölgesi için
yönetmelikler yayınlanmıştır. Böylece sırasıyla her serbest bölge için ayrı
yönetmelik yayımına 1993 yılında son verilmiş ve 10 Mart 1993 tarihli resmi
gazetede bütün serbest bölgeler için geçerli ortak yönetmelik yayınlanmıştır.
·
SERBEST BÖLGELERİN İDARİ
YAPISI
Serbest bölgelerin idari
yapısı ve devlet teşkilatı içindeki yeri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
Başbakanlık
(Devlet Bakanlığı)


Serbest Bölgeler Genel
Müdürlüğü

Genel Müdür Yardımcısı Genel Müdür Yardımcısı
1. Proje ve Planlama
Bölümü 1. Uygulama Bölümü
2. Değerlendirme Bölümü 2. Koordinasyon,
Araştırma,
Geliştirme Bölümü
3. Fon İdaresi ve Bütçe
Serbest Bölgeler Tesis ve Geliştirme Fonu
3218 sayılı kanunun 7.
maddesine göre kurulmuştur. T.C. Merkez Bankası nezdinde teşkil edilen fonun amacı
“Serbest bölgelerin kurulması, bakım ve onarımı, geliştirilmesi, ilgili
araştırma, eğitim ve sosyal tesislerin yapılması, kullanıcıların Türkiye’den
mal alımlarının teşviki” şeklinde belirlenmiştir.
Fonun
kaynakları 1) Faaliyet ruhsatı başvuru ücretleri, 2) Giriş izin belgesi
ücretleri, 3) Bölgeye getirilen malların CIF, bölgeden çıkarılan malların FOB bedeli
üzerinden peşin olmak üzere binde 5
oranında ödenecek ücretler,4) Serbest bölgeyi işleten gerçek ve tüzel kişilerden sözleşmelerde yer alan
ödemeler ve diğer gelirlerdir.
Kuruluş
Serbest bölgeler, kamu
arazisi veya özel arazi üzerinde kurulabilir. Aynı şekilde alt yapısı kamu
sektörünce veya özel gerçek kişi ve tüzel kişiliklerce yapılabilir. Üst yapı
ise genellikle özel kişi ve kullanıcılar tarafından yapılır.
Serbest bölgelerdeki
kuruluşlar şöyle sıralanabilir:
o
Serbest Bölge
Müdürlükleri :
KHK/223’ün 17. maddesine
göre kurulmuş bulunan müdürlükler hiyerarşik bakımdan serbest bölgeler genel
müdürlüğüne bağlı bulunmakla beraber, bulundukları il valilikleri emrinde görev
yapmaktadırlar. Bu müdürlüklerin görevi, yasal düzenleme çerçevesinde bölgeyi yönetmektir. Bu amaçla, bölgede
gümrük, güvenlik, çalışma, sosyal güvenlik, liman, haberleşme ve sağlık
hizmetleri gibi konularda kamu oyunu ilgilendiren görevlerin yerine getirilmesi
için gerekli koordinasyonu, serbest bölge müdürlükleri yerine getirmektedir.
Serbest bölgelerde,
altyapı tesisleri arasında sınır çit ve kuleleri ,giriş çıkış kapıları da
vardır.Bu sınırların korunması bölgenin güvenliği,alt ve üst yapı tesislerinin
korunması ve değişiklik gerekiyorsa bunun
denetim ve gözetim altında bulundurulması, hasardan korunması ,
kullanıcıların tasarrufundaki bina ve tesislerin hasar görmemesi , görmüşse
eski haline getirilmesi bölge müdürlüğünün görevleri arasındadır.
Serbest bölge müdürlüğü
DTM ‘na bağlı bir büro olup bölge için fon dan yapılacak harcamaları belirleyen
finansman programını da düzenler.,
o
Bölge Gümrük
Müdürlükleri
Her serbest bölgede gümrük giriş ve çıkı
işlemlerini yürüten bir gümrük müdürlüğü
bulunmaktadır.
o
Bölge Gümrük Muhafaza
Müdürlükleri
Yine her bölgede ,
gümrükler muhafaza genel müdürlüğüne bağlı müdürlükler bulunmaktadır. Bu idari
birimin görevi , gümrükler açısından bölgenin , güvenlik ve denetimini sağlamaktır.
Bu her iki müdürlük önceleri maliye
ve gümrük bakanlığına bağlı iken halen 1993 den sonra maliye bakanlığından
ayrılan gümrük müsteşarlığına bağlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder